Haber

Adalet Bakanı Tunç, Arabuluculukta Güncel Alanlar Sempozyumu’nda konuştu. İfade

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 2013 yılından bu yana 4 milyon 667 bin 454 dosyanın arabuluculuğa gönderildiğini, bunların 3 milyon 37 bin 865’inin anlaşmayla sonuçlandığını belirtti.

Ankara 2 Nolu Baro tarafından ATO Congresium’da düzenlenen “Arabuluculukta Güncel Alanlar Sempozyumu”nun kapanışında konuşan Tunç, devletin 3 temel direği olduğunu, bu sütunlardan birinin yargı olduğunu ve eksik olması durumunda, bir hukuk devleti söylenemez.

Yargı reformu strateji belgeleri ve insan hakları eylem planları aracılığıyla savunmanın güçlendirilmesine yönelik birçok düzenleme yaptıklarını belirten Tunç, Hukuk Meslekleri Giriş Sınavı’nın da bu kapsamda alınan tedbirlerden biri olduğunu vurguladı.

Tunç sözlerini şöyle sürdürdü:

“2024 yılı itibarıyla yasal staja başlayabilmek için Hukuk Meslekleri Giriş Sınavını geçmek gerekmektedir. Hakim, savcılık sınavına girebilmek ve noter olabilmek için bu sınavı geçmek gerekmektedir. Amacı Burada yasa koyucunun görevi hukukta kaliteyi yakalamaktır. Hem savunmada, hem yargıda, hem de noterlerde.” “Kaliteyi yakalamak amacıyla, hukuk fakültesi mezunlarımızın ön eleme yaparak staj ve diğer sınavlara girmelerine olanak sağlayan Hukuk Meslekleri Giriş Sınavı, 2024 yılı itibarıyla artık uygulamaya konulacaktır.”

7. Yargı Paketi kapsamında genç avukatlara yönelik yenilikler ve düzenlemeler yaptıklarını anlatan Tunç, Meclis’te yasal düzenlemelerle hayata geçirilen birçok uygulamanın bulunduğunu, bunlardan birinin de e-Duruşma olduğunu belirtti.

Bakan Tunç, önümüzdeki dönemde teknolojinin tüm imkanlarını yargının ve avukatların hizmetine sunmak istediklerini söyledi.

“Anayasa’da sıkıyönetim diye bir madde vardı, sıkıyönetim kaldırdık.”

Kanun teklif etme ve kanun yapma yetkisinin artık tamamen milletvekillerine ait olduğunu belirten Tunç, Meclis’in yürütmeyi ve Cumhurbaşkanını soruşturma yetkilerinin de korunduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin istikrar kontrol sistemi açısından parlamenter sisteme göre daha güçlü olduğunu anlatan Tunç, bu sistemin kuvvetler ayrılığı ilkesinin tam anlamıyla uygulandığı, yürütmeyi doğrudan halkın belirlediği, bu sistemin yürütmeyi daha da güçlendirdiği bir hükümet sistemi olduğunu anlattı. cumhuriyet rejimi ve demokrasiye daha uygundur.

Anayasa Mahkemesi ile Hakimler ve Savcılar Kurulunun yapısının daha demokratik hale getirilmesi açısından yargı reformu alanında önemli düzenlemeler yaptıklarını belirten Tunç, hak arama yollarının genişletilmesine ilişkin düzenlemelere de değindi.

Tunç, “Bireysel başvuru hakkını tanıyarak vatandaşlarımızın Avrupa’ya gitmeden önce kendi ülkelerinde ve ulusal yargıda insan hakları ihlallerinden doğan haklarını Türkiye’de aramalarının önünü açtık.” söz konusu.

“Anayasa birçok alanda değiştirildi”

Anayasa’nın çocuk ve kadın hakları başta olmak üzere birçok alanda düzenlemeler yaptığını belirten Tunç, şöyle konuştu:

“Anayasa’da sıkıyönetim diye bir unsur vardı, sıkıyönetim kaldırdık. İç Hizmet Kanunu 35 diye bir unsur vardı, darbe gerekçesi olarak sürekli gündeme getirildi, kaldırıldı. Kanun’da hüküm vardı. Darbecilerin bir daha yargılanamayacağı ve kaldırıldığı Anayasa. Bütün bunlar Anayasamızda önemli reformlardı. Henüz sayamadığım birçok değişiklik var. Bütün bunları yaparak Anayasamızı demokratik hale getirebildik mi? Hayır. Çünkü vesayet anlayışıyla yapılmış bir Anayasadır. Dolayısıyla bunu yapanlar açısından bile gerekçemiz Anayasayı değiştirmektir. Umarım demokratik, katılımcı, çoğulcu, sivil bir Anayasaya sahip oluruz. Türkiye Yüzyılında, Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına adım attığımız bu dönemde, umarım 1982 Anayasasını değil, kapağıyla kuruluşun 100. yılını hatırlatacak 2023 Anayasasını milletimizin onayına sunabileceğiz. Cumhuriyetimizin.

Burada hepimize büyük görevler düşüyor, partilerimize de büyük görevler düşüyor. Umarım tüm siyasi partiler TBMM’de fikir birliğine vararak bu sorumluluğu yerine getirirler. Uzlaşmaya kim yaklaşırsa milletimiz takdir edecektir. “İnşallah milletimize olan borcumuzu yerine getirerek Türk Yüzyılını demokratik bir anayasayla devam ettireceğiz.”

“Arabulucuya 4 milyon 667 bin 454 belge gönderildi”

Yaptıkları hukuki reformların alternatif uyuşmazlık çözüm tekniklerinin geliştirilmesini de içerdiğini belirten Tunç, bunlardan birinin de arabuluculuk ve uzlaşma olduğunu ifade etti.

Ceza hukukunda alternatif uyuşmazlık çözüm prosedürlerini hayata geçirdiklerini belirten Tunç, bu formüllerin etkin bir şekilde uygulandığını belirtti.

Hukukta arabuluculuk uygulamasının 2013 yılında başladığını hatırlatan Tunç, sürecin 2018 yılına kadar ihtiyari olarak devam ettiğini, 2018 yılında iş hukukunda zorunlu arabuluculuk olarak devam ettiğini, daha sonra tüketici mahkemeleri ve ticari davalarda zorunlu arabuluculuğun sisteme dahil edildiğini belirtti. .

Tunç, “2013 yılından bu yana arabulucuya 4 milyon 667 bin 454 belge gönderildi. Bu belgelerin 3 milyon 37 bin 865’i anlaşmayla sonuçlandı. Oran yüzde 70. İsteğe bağlı arabuluculuk ile zorunlu arabuluculuğu birbirinden ayırmak gerekiyor” Gönüllü arabuluculukta taraflar anlaşmaya daha yakın, başarı oranı yüzde 100’dür.” “Yüzde 99’a ulaşıyor ama zorunlu arabuluculukta yüzde 49. Bu bile değerli bir rakam.” dedi.

Tunç, yaklaşık 3 milyon dosyanın yargıya gitmeden önce arabuluculuk yoluyla sonuçlandırılmasının önemli olduğunu vurgulayarak, 600 mahkemenin 10 yılda yapacağı işi arabulucuların çözdüğünü belirtti.

“Arabuluculuğa en yatkın toplum biziz”

Kiracı ve ev sahibi uyuşmazlıklarında arabuluculuk sürecinin 1 Eylül itibarıyla başladığını hatırlatan Bakan Tunç, “Kira davaları, hissedarlık uzlaşması, mahalle hukuku, kat mülkiyeti… Burada taraflar birbirine çok yakın, komşular. yani kiracı ile kiraya veren aynı site veya binada yaşayabilir.” dedi.

Dolayısıyla Tunç, bu kişilerin birbirine düşman olmasının toplumsal barışı bozduğunu, bu durumun arabuluculuk yoluyla bir ölçüde çözülebileceğini ifade etti.

Tunç, “Arabuluculuğa en yatkın toplum biziz.”

“Bahsettiğim durumlar açısından bugün itibarıyla son 10 günde 8 bin 664 başvuru yapıldı. Kira anlaşmazlıkları nedeniyle 7 bin 651 başvuru yapıldı. Uzlaşma örnekleri 10 gündür bize geliyor. İlk gün bile uzlaşıp anlaşanlar oldu.

Ortaklık tasfiyesi nedeniyle 495, kat mülkiyeti uyuşmazlığı nedeniyle 453, komşuluk hukuku uyuşmazlığı nedeniyle 55, tarımsal üretim sözleşmeleri nedeniyle 10 başvuru oldu. “Kiracı ile kiralayan arasındaki anlaşmazlıkları en aza indirecek ve vatandaşlarımızın yargı süreçlerinde uzun süren yargılamalardan kurtulmasını sağlayacak bir sistemi inşallah hep birlikte hayata geçireceğiz.”

Yeni adliye binaları

Yargının etkin ve adil işleyişinde avukatların önemine dikkat çeken Tunç, yargının etkin işleyişi için her türlü desteği sağlamak için her türlü çabayı göstereceklerini belirtti.

Konuşmasında yeni Ankara adliyesine değinen Tunç, şunları söyledi:

“Şu anda deprem bölgemizde yıkılmış 15 adliye binamız var. Bunlardan 2’si müstakil, 12’si ise hükümet konaklarında. Ağır hasar gördüğü için yeniden inşa edilmek zorunda kaldı. Önceliğimiz adli çalışanlarımızı deprem bölgesine kazandırmak. En kısa sürede kendi yerlerine. Duruşmanın konteynerde yapılması kabul ediliyor. Yapılması mümkün bir konu değil. Bunları yapmayı umut ederken elbette Ankara Adliyesini de unutmayacağız. Bu konuyu Sayın Bakanımızla görüştük. Sayın Cumhurbaşkanımız, ihale süreçlerini başlatacağız dediler ve ihale hazırlık çalışmalarımız sona erdi. Projemiz ve yerimiz hazır. Şu anda Yenimahalle’de 320 bin kişi var. İnşallah adliyeleri de hizmete açacağız. Ankara, metrekare arsa üzerinde 625 bin metrekare kapalı alana sahip, tek çatı altında, çağdaş kimlikli bir adliye binası olan Ankara Adalet Sarayı’nı Ankara’nın yargı dünyasına taşıyor. İhale gününün müjdesini de önümüzdeki günlerde vereceğiz.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu